Kimler geldi, kimler geçti…
Ne bakanlar, başbakanlar geçti…
Fani dünyanın bâkî olan bir bakanı var.
O da her daim hayata mutlu bakabilenler…
Makamlar, kişiler değişir.
Makamlar, kişileri değiştirmemeli…
Makamdan güç sağlayanlar saman alevi gibidir.
Bir siyasinin en büyük hatası, gücün getirdiği atalet…
Güç yeni dost görünümlü bir yığınlar oluşturmaktadır.
Dostlar iyi günlerin, dost görünümlü yığınları birbirinden ayırabilen hata yapmaz.
Bakanlık şerefli bir makamdır.
Uçan kuşun da hak ve hukukunu koruyabilmektir.
Yeni makamlar, kişilerin mal ve mülklerini arttırıyorsa bu tehlikelidir.
İnsanların aş ve işine katkı sağlayabilmektir marifet.
Bakanlık, birilerinin egolarını tatmin etme makamı değildir.
Bir şehirde bakan varsa hizmet akar.
Yoksa hizmet aksar mantığı yanlıştır.
Adalet ve kul hakkı yönetimde hissettirilmeli…
Güçlü olana bol keseden hizmet akmamalı.
Zayıf, sessiz olan da hakkını bulmalıdır.
Yoksa bunun vebalini kimse ödeyemez.
Eşitlik ve adilce dağıtılmalıdır siyaset.
Siyaset, insanları insan olduğu için eşit tutmalıdır.
Bakan olmak, mesuliyettir.
Bir ili yeniden ayağa kaldırmaktır.
Uzun soluklu maratona nefes aldırmaktır.
Emeğinin karşılığını alıp geleceğe güçlü ilerlemektir.
Üzerine ölü toprağı atılmış bir ili ayağa kaldırmaktır.
Arada böyle makamlar insanları kendine getirir.
Bakan olmak,
Geçmişi unutmamaktır.
Günü en iyi kullanmaktır.
Sorumlulukların gereğini yapmaktır.
Fikirleri uygulamaya koymaktır.
Nerede mazlum varsa sıkıntısını gidermektir.
Bakan, kendine bakan sessiz çocuğun mesajını okuyabilmektir.
Bakan, sorumluluklarını gereğini yaparsa toplum muvaffak olur.
Bakan, yaşama katkı sağlayandır.
Bakan, bir milletin vicdanıdır.
Bakan, sessizlerin sesidir.