Deniz Kumuyla Yapılan Binalar Yıkılmalıdır

TMMOB Jeoloji  Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Rasim Can, “Deniz kumuyla yapılan binaların tereddütsüz yıkılması lazım” dedi.

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ergül Yaşar’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansta konuşan TMMOB Jeoloji  Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Jeoloji Mühendisi Rasim Can, deprem ve Hatay’ın depremselliğini ele aldı. “Deniz kumuyla yapılan binaların tereddütsüz yıkılması lazım” diyen Can, bunun Hatay’ın bir başka gerçeği olduğunu vurguladı. Etüd, mukavemet ya da diğer incelemeler yerine bir başlangıç yapılmasının şart olduğunu ifade eden Can, “Şu miladı koyacaksınız: Deniz kumuyla yapılan binalar hangileri ise tereddütsüz yıkılması lazım. Çünkü gidin bakın ne bir demir kalmış, beton mukavemeti kalmış. Güçlendirelim diyorlar. Neyini güçlendireceksin?” diye konuştu.

Arsuz Belediyesi’nin katkısı ve Arsuz Turizm ve Kültür Derneği’nin evsahipliğinde düzenlenen, Arsuz Özel İnsanlar Derneği, ARİAD, GABDER, GÖZDER ile Madenli Mahallesi Yardımlaşma Derneğinin destek verdiği etkinlikte konuşan Rasim Can, yerel yönetimler, resmi kurum ve kuruluşlar ve deprem konusunda yer alan tüm mühendislik disiplinlerini deprem konusunda sorumluluğa davet etti.

Fay yasasının TBMM’den geçmesini beklediklerini de sözlerine ekleyen Can, bu tasarının yasallaşması durumunda bütün deprem bölgelerinde noktasal tespitle sakınım bandının oluşturulacağını ve oluşturulacak koruma bandında yapılaşmaya izin verilmeyeceğine işaret etti. Can, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Sakınım bandında kalan yapıların yerine kentsel dönüşüm projesiyle daha sağlıklı, teknik şartnamesine uygun, depreme dayanıklı yeni binalar inşallah yaparız.”

Hatay kesişme noktası

Marmara depremine kadar Türkiye’de depremle ilgili bir çalışma bulunmadığını vurgulayan Can, “Biz şu anda deprem öncesi dönemini yaşıyoruz. 1999 depremi bize çok şey gösterdi. Çıkan kararnameler, deprem şartnameleri uygulanıyor. Ama istenilen noktaya geldik mi? Elbette hayır” dedi. Hatay’ın jeolojik yapısıyla ilgili bilgi veren Can, Hatay’ın birinci derece deprem kuşağı içinde olduğu ve ilin değişik bölgelerinden geçen üç ana fay zonu ile kesildiğine dikkat çekti. Can, Doğu Anadolu Fay Zonu, ikincisi Ölü Deniz Fay Zonu ile Kıbrıs Dalma Batma zonuna bağlanan Antakya-Samandağ Kıbrıs Fay zonunun Hatay’da kesiştiğini ve bu faylardan herhangi birinin hareket etmesi halinde ilin tümünün olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti.

22 kent fay hattının üzerinde

Türkiye’de 22 kentin fay hakkı üzerinde kurulu olduğunun yine odaları tarafından uzman ibr heyet tarafından tespit edildiğini ve bunun bir raporla duyurulduğunu aktaran Can, bu raporların her ilin valisi ve belediye başkanıyla paylaşıldığını kaydetti. Can, “Biz çalışıyoruz, ama bizi dinleyen yok. Deprem bir doğa olayıdır, doğal afete dönderen bizleriz” diye yakındı.

Arsuz Belediyesi Başkan Vekili Şadi Sümbültepe, açılış konuşmasında konferans konusunun önemine dikkat çekerken, Arsuz Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hasan Arslan, şunları ifade etti: “6 STK biraraya gelerek böyle ulvi bir göreve gönülbirliği verdik. Bizler deprem konusunda, depremin bir afet olmadığını, depremin bir doğa olayı olduğunu çok iyi biliyorum. Ama önlemini almazsak acı gerçekleriyle yüzyüze kalıyoruz.”

Prof. Dr. Ergül Yaşar da “Deprem gerçeğini hepimiz biliyoruz. Buna göre yapılarımızı, tedbirlerimizi almamız gerekiyor ve halkımızı deprem esnasında ne yapması gerektiği konusunda bilgilendirmemiz gerekmektedir” diye konuştu.