Gıybet, çağımızın en tehlikeli hastalığı. Sakıncaları saymakla bitmez. Neden mi?
Kıyamet günü kula amel defteri verilir. Orada, kendisine ait olmayan sevaplar görür:
“Yâ Rabbi! Bu sevaplar bana nereden geldi.” diye sorar.
Allâhü Teâlâ: “Bu sevaplar, sen farkında olmadan, insanların senin gıybetini yapmalarına karşılıktır.” buyurur.
Hasan-ı Basri Hazretlerine bir adam gelip:
“Falan kimse senin gıybetini yapıyor.” demiş. Hasan-ı Basri Hazretleri de ona bir tabak hurma göndermiş ve:
“Duydum ki sen sevaplarını bana hediye etmişsin. Buna karşılık ben de sana hediye gönderiyorum. Ancak benim hediyem, senin hediyenin tam karşılığı olmadığı için beni mazur gör, kusura bakma.” demiş.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Dört şey vardır ki oruç, abdest ve diğer amellerin sevabını yok eder. Bunlar gıybet etmek, yalan söylemek, koğuculuk yapmak ve bakılması helal olmayan kadınlara bakmak.” (T. Gafilin)
Gıybetsiz günler diliyorum.