Hz. Musa ve Hızır Aleyhimesselam birbirlerinden ayrılacakları zaman Musa Aleyhisselâm:
“Bana nasihatte bulun.” dedi. Hızır Aleyhisselam:
“Ya Musa, inatçı olma. İşin olmayan yere gitme. Sebepsiz yere gülme. Birisi hata işlerse hatasından dolayı onu kınama. Kendi hataların için daima ağla.” buyurmuştur.
Avf bin Abdullah’ın (r.a.) rivayet ettiği Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gülmezdi, ancak tebessüm ederdi. Bir tarafa döneceği zaman mübarek yüzünün tamamını çevirirdi.”
Akıllı Müslüman’ın kahkaha ile gülmesi uygun olmaz. Dünyada az da olsa kahkaha ile gülen ahirette çok ağlar. Böyle olunca dünyada çok gülenin ahirette hali nice olur? Nitekim Allâhü Teâlâ, Tevbe suresinin, 82. Ayetinde -meâ-len- “Az gülsünler, çok ağlasınlar….” buyurmuştur.
Rebi’ bin Haysem (r.a.) bu ayeti şöyle tefsir etmiştir: “Kâfir ve münafıklar yaptıklarından dolayı dünyada az gülsünler ahirette cehennem ateşinde çok ağlasınlar.”
Hasan-ı Basri Hazretleri “Arkasında cehennem ateşi olduğu halde gülene, önünde de ölüm olduğu halde sevinene şaşarım.” demiştir.
Hasan-ı Basri Hazretleri kahkaha ile gülen bir gence rastladı. “Evladım, sırat köprüsünden mi geçtin?” “Hayır.” “Cennete gideceğin yahut cehennemden kurtulduğun mu sana bildirildi?” “Hayır.” O halde niye gülüyorsun?
Hasan-ı Basri Hazretlerinin sözleri o gence öyle bir tesir etti ki o günden sonra bir daha kahkaha ile güldüğü görülmedi.
Tabiin devri alimleri bir nasihatte bulundukları zaman insanların kalbine tesir ediyordu. Zira onlar ilimleriyle amel ettiklerinden sözleri başkasına fayda veriyordu. Fakat günümüz âlimleri ilimleriyle amel etmedikleri için insanlara da faydası olmuyor.
İbn-i Abbas (ranhüma) “Gülerek günah işleyen ağlayarak cehenneme girer.” buyurmuştur.
Dünyada çok gülenler ahirette en çok ağlayacak olanlardır. Dünyada (günahlarına) çok ağlayanlar da cennette çok güleceklerdir. (Tenbihül-Gafilin)