Home / İslam / HAZRET-İ EBUBEKİR’İN CİĞER KEBABI

HAZRET-İ EBUBEKİR’İN CİĞER KEBABI

Bir gün Sahabe-i Güzin (radıyallâhü anhüm), Fahr-i Kainat’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzuruna varıp: “Yâ Resulallah, Hazret-i Ebubekir evinde ciğer kebabını yalnız yer. Kokusunu duyarız. Lakin bizi davet etmez.” dediler.

Sultan-ı Enbiya (sallallâhü aleyhi ve sellem):

“Böyle yaptığı vakit bana haber veriniz. Hep beraber varalım.” buyurdular. Bir gün Hz. Ebubekir’in evinden ciğer kebabı kokusu gelince, haber verdiler.

Server-i Enbiya Hazretleri derhal kalkıp Hazret-i Ebubekir’in evine gitti. İçeri girdiğinde gördü ki ne ateş var ne kebap… Sonra sordu:

“Ey Ebubekir, ciğer kebabını yalnız yermişsin.” Hazret-i Ebubekir dedi ki:

“Yâ Resûlallah! Hâşâ, ben ciğer kebabını yalnız yemem. Pişen kendi ciğerimdir. Yâ Habiballah, her an hatırıma şu gelir ki: ‘Hak Sübhânehû ve Teâlâ bana İslam dinini müyesser eyledi ve Habibi’nin Ashabı’ndan eyledi. Hususi ile mahşerde bütün Ashap içinde hâlim nasıl olur? diye korkuyorum. Ciğerimin kebap gibi pişmesinin sebebi budur.”

Ondan sonra Ashab-ı Güzin’in Hazret-i Ebûbekir’e muhabbetleri bir iken bin kat ziyade oldu. Radıyallâhü Teâlâ Anhüm. (Menâkıb-ı Çâryâr-ı Güzin)

About Süleyman GÖKSU

BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?

Muharrem Ayı

Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı bir aydır. …

Bir Cevap Yazın