Home / İslam (page 25)

İslam

İslam haberleri

MİZANI AĞIR GETİREN AMELLER

Mizanın sözlük anlamı, terazi tartı ve ölçü aleti demektir. İslamiyet’te Mizan; Ölümden sonra mahşerde hesap görüldükten sonra herkesin amellerinin tartılacağı ilahi adalet terazisidir. Hazret-i Aişe (radıyallâhü anhâ) validemiz, rüyasında kıyametin kopmuş, insanların mahşer meydanına toplanmış olduğunu gördü. Bu sırada bir kadının amelleri tartılıyordu. Onun hayırlı amelleri Uhut Dağı’ndan daha ağır …

Devamı... »

ZİKİR VE ŞÜKÜR VAZİFESİ

Cenâb-ı Hak Bakara suresinin 152. Ayet-i kerimesinde insanları iki vazife ile yani zikir ve şükür ile vazifelendirmiştir. Şöyle ki: “Birincisi, beni zikrediniz, layıkıyla anınız; ben de sizi bana layık bir şekilde zikredeyim, imdad ve yardımıma devam edeyim. İkincisi, nimetlerime karşı, kalb ile, lisan ile, beden ile veya hepsiyle birden bana …

Devamı... »

PEYGAMBERİMİZE İNANMAYAN İNSANLARIN EN ŞERLİSİDİR

Müceddid-i Elf-i Sani İmam-ı Rabbanî (Kuddise Sirruh) Hazretleri buyurdular: “… Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) indirilen Kur’ân-ı Kerim, diğer peygamberlere (Alâ nebiyyinâ ve aleyhimü’s-salevâtü ve’t-teslimat) indirilen bütün semavi kitapların hulasasıdır. Yine ona verilen din, geçen (Peygamberlere verilen) dinlerin özüdür. Bu hak Dinin muktezası (emri) olan ameller, diğer dinlerin hatta meleklerin de amellerinden …

Devamı... »

BİR KÖTÜ AHLAK: HASET

Haset: Başkasındaki bir nimetin yok olmasını yahut onun başına bir musibet gelmesini istemektir. Hasedin sebebi kibir, düşmanlık gibi nefsin kötü huylarıdır. Gıpta ise başkasındaki bir nimeti, onun elinden çıkmasını arzu etmeden istemektir ve caizdir. Fakat haramda kullanılan bir nimetin, sahibinin elinden çıkmasını istemek caizdir. Bu hakikatte günahın sona ermesini istemektir. …

Devamı... »

İLİM RÜTBESİ EN YÜCE RÜTBEDİR

Allame Teftazani merhum bir gün talebeleriyle bir su kenarında çadır kurmuş, onlara ders okutuyordu. Devrin padişahı, acil bir iş için has adamlarından birini atla bir yere ulak (postacı) olarak gönderdi. İşin ehemmiyetinden dolayı ona: “Yolda atın yorulduğu zaman, kimin atını bulursan, emrimi söyle, atını al, yola devam et!” diye emretti. …

Devamı... »

“Gel” mi? “Vazgeç” mi?

Prof. Dr. Erkan TÜRKMEN’in, Tarih ve Medeniyet Dergisi’nin 17 nci sayısında yayınlanan yazısından ilginizi çekeceğini umduğum bir bölüme dikkatinizi çekmek isterim: “ Gene gel…Gene gel…” olarak tercüme edilen ve Hazreti Mevlana’ya atfedilen meşhur rubai, Mevlana’nın el yazma divanı nüshasının sonunda bulunmaktadır. İran’da basılmış bazı divanlarda hiç kayıt edilmemiştir. Mevlâna’nın divanı, …

Devamı... »

Peygamberimizin Bazı Hususiyetleri

Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellemin getirdiği Kur’ân-ı Kerim değiştirilip bozulmaktan korunmuştur. Allâhü Teâlâ onu koruyacağını tekeffül etmiştir.  Bütün insanlara Peygamber olarak gönderilmiştir. “Nusirtu birru’bi” sırrı kendisine verilmiş (Allâhü Teâlâ düşmanlarının kalbine korku vererek ona yardım etmiş)tir. Düşmanlarıyla arasında bir aylık bir mesafe dahi olsa Allâhü Teâlâ’nın yardımına mazhar …

Devamı... »

Peygamber Efendimizin Şefaati Haktır

Resulullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kıyamet günü şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenlere mahsustur.” Eğer bir kimse şefaati inkâr ederse bidat ehlinden olur. Zira Ayet-i kerimede -mealen- “Muhakkak Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.” (Duhâ suresi, Ayet 5) buyrulmuştur. Hadis-i şerifte: “Bir kimse bana salavat getirirse, onun bu salavatı kıyamet gününde …

Devamı... »

İslâm Tarihinde Şeyhulislamlık

Şeyhulislamlar silsilesinin ilki “Sıddık-ı Azam” hazretleridir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) huzurunda Ebubekir’den (ra.) başka hiç kimse fetva vermemiştir. İslâm kadılarının evveli de Ali bin Ebî Talib’dir (kv.). Peygamber Efendimiz (s.a.v.), onu Yemen’e kadı olarak göndermiş ve: “Yemen’e git. Allah kalbine hidayet verecek ve lisanını sabit kılacaktır” buyurmuşlardı. “Şeyhülislâm” ünvanı ise hicretin …

Devamı... »

Peygamberlerin Mirası İlimdir

Ebu Hureyre (r.a.) Medine çarşısına uğradı ve sokağın başında durup, “Ey insanlar, sizi alıkoyan nedir?” diye seslendi. Oradakiler, “O nedir ey Ebu Hureyre” dediler. “Resulüllâh’ın (s.a.v.) mirası taksim ediliyor. Sizler ise burada duruyorsunuz. Gidip o mirastan payınızı almak istemez misiniz?” “Nerede taksim ediliyor?” dediler. “Mescid-i Nebevide” dedi. İnsanlar hemen koşup …

Devamı... »