Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
Kur’ân-ı Kerim’e inanıp amel ederek okuyan mümin kıyamet günü getirilir. Kur’ân-ı Kerîm şöyle niyaz eder: “Yâ Rabbi, onu giydir.” Ona keramet tacı giydirilir. Sonra Kur’ân-ı Kerim: “Yâ Rabbi, artır” der. Keramet hullesi (elbisesi) giydirilir. Sonra Kur’ân-ı Kerîm: “Yâ Rabbi, ondan razı ol” der, Allâhü Teâlâ ondan razı olur. O kişiye: “Oku ve terakki et, yüksel” denir, okuduğu her bir ayete bir hasene (sevap) verilir. (Sünen-i Tirmizi) “Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet gününde ana babasının başına bir tac giydirilir ki onun nûru, dünya evlerini aydınlatan güneşin evinizin içinde bulunmasından daha parlak ve güzeldir. -Ana babasına bu ikram yapılırsa-ya bu ameli işleyenin mükafatı nasıl olur, düşünün!” (Ebu Davud) “Kim Kur’ân-ı Kerim’i okur, ezberler, helalini helal, haramını haram olarak kabul ederse Allâhü Teâlâ onu cennetine koyar, ailesinden cehennemlik olduğuna hükmedilmiş on kişiye şefaatçi kılar.” (Sünen-i Tirmizi)
“Kur’ân-ı Kerim’i öğreniniz, onu devamlı okuyunuz, gece en son ameliniz Kur’ân-ı Kerim’den -Ayetülkürsi, Kâfirun Suresi gibi- Ayetler okumak olsun. Muhakkak Kur’ân-ı Kerim, onu öğrenen, gece namazlarında okuyan kimse için her yere güzel kokular saçan misk dolu kese gibidir. Onu öğrenip ezberlediği halde okumayan içinse ağzı ip ile bağlanmış misk kesesi gibidir.” Yani ondan güzel koku çıkmaz. (Sünen-i Tirmizi)
“Rabbimiz (azze vecelle) buyurdu ki: Kur’ân-ı Kerim, kimi benim zikrimden ve bana dua etmekten meşgul ederse bu kimseye bana dua edenlere verdiğinden hayırlısını veririm. Allâh’ın kelâmının diğer sözler üzerine üstünlüğü Allâhü Teâlâ’nın mahlukatına olan üstünlüğü gibidir.” (S.Tirmizi)
Bir kimse “Yâ Resulallah! Hangi ameli Allâhü Teâlâ daha çok sever?” diye sormuştu. Peygamberimiz (s.a.v.) “Konup göçenin ameli!” buyurdu. “Konup göçen ne demektir?” diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) “Kur’ân-ı başından sonuna kadar okuyan kimsedir ki, ne zaman sonuna kadar okusa, hemen baş tarafına geçip yeniden okumaya başlar.” buyurdu. (Sünen-i Tirmizi)