Home / İslam / KUTLU DOĞUM HAFTASI

KUTLU DOĞUM HAFTASI

20 Nisan 2013 günü itibariyle bunu 1444. kez idrak etmiş olacağız. Şimdiden bu kutlu doğumun Sevgili Peygamberimizin örnek davranışlarına sahip olmamıza vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Sevgili Peygamberimiz 571 yılında Mekke’de doğmuş, 632 yılında ise 63 yaşındayken Medine’ de vefat etmiştir. Annesinin adı Amine, babasının adı ise Abdullah’tır.Peygamberimiz 40 yaşında Nur Dağında Hira mağarasındayken Hz. Cebrail adlı meleğin Allah’tan alıp getirdiği Kur’an-ı Kerimden ilk Ayetlerle Peygamberlik göreviyle görevlendirilmiştir.
Hz. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) kendi doğumuyla ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır: “Şüphesiz ki yaratılan ilk insan olan Hz Âdem daha çamurunda iken yani henüz yaratılmamışken ben, ümmülkitap olan Allahın katındaki levhi mahfuz kitabında Onun kulu ve peygamberlerin sonuncusu idim. Ben atam Hz İbrahim’in kabul edilmiş duasıyım. Hz. İsa’nın kavmine verdiği müjdesiyim ve annem Âmine’nin gördüğü rüyasıyım” buyurmuşlardır. Tarihçilerin tespitlerine göre ise Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammedin (s.a.v.)’in doğduğu gece, bir takım olağanüstü hadiseler gerçekleşmiştir. Örneğin o dönemin iki süper gücünden biri olan devletlerden Sasanî İmparatorluğunun krallarına ait sarayların 14 sütunu birden yıkılmış, ve bin yıldır hiç sönmeden yanmaya devam eden Mecusi ateşi aniden sönüvermiş, daha önce kuruyan Semave deresi suya kavuşarak taşmış ve Save gölünün suyu kurumuştur.

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kutlu doğumları sebebiyle gerçekleşen bu ve benzeri olağanüstü olaylar, İslâm bilginlerince Hz. Peygamber(s.a.v.)’in insanlığa kurtuluş reçetesi olarak öğreteceği İslâmiyet’in, hemen tüm kıtalarda kabul görerek bu topraklar üzerindeki küfür ve şirkin egemenliğine son vereceği şeklinde yorumlanmış ve nitekim daha sonraki gelişmelerde onların bu yorumlarına uygun olarak gerçekleşmiştir. Öyle ki, bu toprakların pek çoğu daha henüz Hz. Ömer devrinde iken İslâm’ın aydınlık nuruyla tanışmıştır. Buraya kadar bahsedilenlerden de anlaşılacağı üzere Hz. Peygamber(s.a.v.)’in kutlu doğumları, sıradan bir doğum değil; cehaletin, haksızlıkların, şirkin, küfrün ve her tür ahlaksızlığın etkisi altında yolunu kaybeden insanlığın ufkuna bir hidayet güneşinin doğuşudur.
Kutlu doğumunun her yıldönümünü, daha çok Hz. Muhammed(s.a.v.)’in kişisel, ailevî ve toplumsal alanlarda kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de model olarak sunulan örnek kişiliğini ve seçkin ahlâkını öğrenme, anlama ve yaşama noktasında gayretlerimizi yoğunlaştırdığımız, şahsiyetimizi güçlendirip güncelleştirdiğimiz ve ahlakımızı tıpkı Onun ahlakı gibi en güzel ahlak sahibiyle özdeşleştirdiğimiz zaman dilimleri haline dönüştürmeliyiz. Bu bağlamda idrak edeceğimiz kutlu doğumun hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını yüce Allah’tan temenni ediyor ve sözlerimi bir Ayet-i Kerimenin mealiyle noktalıyorum: “Andolsun ki Allah, içlerinden kendilerine Ayetlerini okuyan, onları kötülüklerden ve günahlardan temizleyen, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle müminlere büyük bir iyilikte lütufta bulunmuştur…” (Âl-i İmrân, 3/164).
Haftanız kutlu, günleriniz hayırlı olsun.

About Süleyman GÖKSU

BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?

Muharrem Ayı

Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı bir aydır. …

Bir Cevap Yazın