Mizanın sözlük anlamı, terazi tartı ve ölçü aleti demektir. İslamiyet’te Mizan; Ölümden sonra mahşerde hesap görüldükten sonra herkesin amellerinin tartılacağı ilahi adalet terazisidir.
Hazret-i Aişe (radıyallâhü anhâ) validemiz, rüyasında kıyametin kopmuş, insanların mahşer meydanına toplanmış olduğunu gördü. Bu sırada bir kadının amelleri tartılıyordu. Onun hayırlı amelleri Uhut Dağı’ndan daha ağır gelmişti. Hazret-i Aişe, o kadını tanıdı. Uyandığında onu yanına çağırdı ve:
“Sen ne gibi hayırlı ameller işliyorsun ki mizanın ağır geliyor?” diye sordu. Söylemek istemedi. Hazret-i Aişe ısrar edince dedi ki:
“Yedi şeyi işlemeye devam ediyorum:
1- Kendimi öyle saklarım ki namahrem hiç kimse beni görmez.
2- Yanımda bir şey varken isteyeni asla boş çevirmem.
3- Tek başıma yemem, illa beraber yiyeceğim birisini bulurum.
4- Ezan okunmadan önce namaza hazırlanırım.
5- Ezan okunurken ezanı müezzinle birlikte tekrar ederim.
6- İstişare etmeden asla bir iş yapmam.
7- Benimle alakasını kesen akrabalarımla ben alakamı kesmem, onlarla alakadar olurum.
Hazret-i Aişe (r.anhâ) validemiz:
“İşte senin mizanın bunlarla ağır gelir” buyurdular.
Bizler de, hayırlı ameller işleyelim ki, mizanımız ağır gelsin. Allah, cümlemizi Cennetine giren kullarından eylesin…