Resulullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kıyamet günü şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenlere mahsustur.” Eğer bir kimse şefaati inkâr ederse bidat ehlinden olur. Zira Ayet-i kerimede -mealen- “Muhakkak Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.” (Duhâ suresi, Ayet 5) buyrulmuştur.
Hadis-i şerifte: “Bir kimse bana salavat getirirse, onun bu salavatı kıyamet gününde bana arz olunur. Ben ona şefaat edeceğimi ümit ederim” buyrulmuştur.
Hz. Aişe Validemiz (r.anhâ) dedi ki: “Bir gün Resulullah Efendimiz’in (s.a.v.) yatağına geldim, bulamadım. Baktım, ayakta namaz kılıyordu. Rükûda: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümmetim!” diyordu, secdede: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümmetim!” diyordu. Namazın sonunda: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümmetim!” diyordu. Sonra buyurdu ki:
“Yâ Aişe! Bu hâlime hayret mi ediyorsun? Ben hayatta olduğum müddetçe ‘Ya Rabbi! Ümmetim, ümmetim!’ derim. Kabirde Sûr’a üfürülünceye kadar: ‘Ümmetim, Ümmetim!’ derim. Diğer peygamberlerin ‘Nefsi, nefsi’ dedikleri vakitte ben yine: ‘Ümmetim, Ümmetim!’ derim ve Hazret-i Allah:
“Ey Muhammed! Ümmetinden benim birliğime ve senin peygamberliğine şahadet eden kimseye şefaat et” buyurur.
Kabü’l-Ahbar dedi ki: “Ben, Hz. Ömer’in (r.a.) hilâfeti devrinde Müslüman oldum. Zira, babamın benden sakladığı bir Tevrat sayfasını ancak o zaman bulabilmiştim. Orada şunlar yazıyordu: “Muhakkak Muhammed aleyhisselâmın ümmeti cennete üç sınıf olarak girecekler:
1- Bir kısmı hesapsız cennete girerler,
2- Bir kısmı kolay bir hesaptan sonra cennete girerler,
3- Bir kısmı da cehenneme düştükten sonra Muhammed aleyhisselâm onlara şefaat eder, Allahü Teâlâ onun şefaatini kabul eder, cennete girerler.
İşte ben bunu görüp İslâm ile müşerref oldum ve ‘Şüphesiz ben bu üç sınıftan biriyle olurum” dedim. (Sevâd-ı Azam)
Cenab-ı Allah bizleri, Peygamber Efendimizin şefaatinden mahrum etmesin
BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?
Muharrem Ayı
Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı bir aydır. …