Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellemin getirdiği Kur’ân-ı Kerim değiştirilip bozulmaktan korunmuştur. Allâhü Teâlâ onu koruyacağını tekeffül etmiştir.
Bütün insanlara Peygamber olarak gönderilmiştir.
“Nusirtu birru’bi” sırrı kendisine verilmiş (Allâhü Teâlâ düşmanlarının kalbine korku vererek ona yardım etmiş)tir. Düşmanlarıyla arasında bir aylık bir mesafe dahi olsa Allâhü Teâlâ’nın yardımına mazhar olurdu.
Yeryüzü (toprak) kendisine ve ümmetine hem mescid hem de temiz ve temizleyici kılındı.
Allâhü Teâlâ, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) risaletine (Peygamberliğine), hayatına, (Medine) şehrine ve zamanına yemin etmiştir.
İsrafil aleyhisselam sadece Peygamberimiz’e (s.a.v.) inmiştir.
Onu rüyada gören hakikaten görmüş olur.
Peygamber Efendimiz’le (s.a.v.) bir an beraber olan kimse sahâbe olmak şerefine nail olur.
Bir kimse namazda iken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onu çağırsa derhal cevap vermek, koşmak vaciptir.
Onun hakkında yalan söylemek başkaları hakkında yalan söylemek gibi değildir.
Hasta olduğu zaman Cebrail aleyhisselam üç defa onun hâlini sormak için gelmiştir.
Vefat ettiğinde, üç gün insanlar bölük bölük gelip cenaze namazını kıldılar.
Kabirlerinde diridirler, ezan ve kametle namaz kılarlar.
Minberiyle kabrinin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.
Kabri herkesin kabrinden önce açılıp kalkacaktır.
Kıyamet gününde livâü’l-hamd sancağının sahibidir.
Cennete ilk önce Peygamber Efendimiz (s.a.v.) girecektir. (Mevahib-i Ledünniye)