Osmanlı divan şairlerimizden Peygamber aşığı Nabi, bir kafile ile hacca giderken Medine-i Münevvere’ye doğru yaklaştıkları bir gece bir adamın ayaklarını uzatıp uyuduğunu görünce çok üzülmüş ve aşağıda ilk ve son beyti yazılı kasideyi söylemiştir:
Sakın terk-i edebden kuy-ı mahbub-i Hudadır bu,
Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu!
Müraat-ı edeb şartıyla gir Nabi bu dergâha
Metaf-ı kudsiyandır, busegah-ı enbiyadır bu (Nabi)
(Edebi terk etmekten sakın. Çünkü burası Allahü Teala’nın Habibi’nin şehridir,
Cenab-ı Hakk’ın nazargahı, Hz. Mustafa’nın makamıdır.
Ey Nabi, bu dergaha edebe riayet ederek gir,
Çünkü burası, Meleklerin, Peygamberler ve Evliya’nın ruhaniyetlerinin tavaf ettiği; Peygamberlerin teberrük için öptüğü bir mekandır.)