Seher vakti bülbüller, Nede güzel öterler, Açınca tüm çiçekler, Birlikte zikrederler…İlahisi bu dizelerle başlar ve devam eder.
Sabahın bu erken saatlerinde, tan yeri ağarırken ortada derin bir sessizlik hakim. İnsanların deliksiz bir uykuya daldığı esnada, sessizliği bozan kuş cıvıltıları arasında yazmak ne kadar güzel. İlham geliyor desem yeridir. Günün ve ortamın stresinden olsa gerek, bazen seslerden çok rahatsız oluruz. Ancak, kuşların o güzel sesleri hiç de öğle değil. Adeta insanı dinlendirerek beyin jimnastiği yaptırıyor. Kendi aralarında bir şeyler konuştuklarını sanıyorum..
Hazreti Süleyman (a.s.) kuşdilini bilirdi. Diğer hayvanların da dilinden anladığını biliyoruz. Arada bir dışarı kulak kabartıyorum, kuş seslerinin her ritmi, her makamı var. Nota orda, melodi orda, mana orda, kısacası müziğin her türlüsü orda… Ne dediklerini anlamasak da, ses olarak bu demetten nasibimizi almak gerçekten çok şahane olsa gerek. Çok geçmeden, güzel ötüşleriyle horoz sesleri. Arada bir gurk gurk deyişleriyle hindi sesleri…Seyrekte olsa, vak vak edalarıyla ördek sesleri…Farklı nakaratlarla, uzaktan uzağa birbirleriyle haberleşmeler…Vakit ilerledikçe, sesler birbirini tamamlıyor. Öyle sanıyorum ki, hep bir ağızdan dünya aleminde biz de varız diyorlar…
Bu dünyada her canlının bir vazifesi olduğu gerçek. Cenab-ı Allah ne güzel bir düzen kurmuş. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Tefvizname Şiirinde şöyle sesleniyor :
Hak şerleri hayr eyler
Zan etme ki gayr eyler
Arif onu seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Vallahi güzel etmiş,
Billahi güzel etmiş,
Tallahi güzel etmiş
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş.