İş yapmayan, laf yapan…
Mangalda kül bırakmayan…
Havada uçan, karada kaçan…
Vaatlerinde gerçeğe yaklaşmayan…
Tebessümü sahte, gülüşü yalan…
Tek ayaküstünde kırk takla atan…
Güzellikleri kendinden, kötülükleri başkasından…
Dünü unutup bugünün havasını atan…
Adam satmaktan havlu attıran…
Seviyor gözüküp soldan vuran…
Kalpleri karartan, yüzleri morartan…
Milleti peşinden koşturan sonra unutan…
Mikrofona başka, yüze başka konuşan…
Ufku daraltıp noktaya odaklanan…
Gününü gün edip milleti ağlatan…
Yaradılanı kullanıp yaradana asi olan,
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını hortumlayan…
Varı yoğu kuru gürültü ve şamata olan…
Unutulan bir şovmen…
İnsanları oyalayan…
Taş üzerine taş koymayan…
Aş ve iş isteyenleri başından savan…
Umutlar ve ümitlerle oynayan…
Sevgi denizinde kuraklık yaşayan…
İnsani duyguları körelmiş,
Böyle bir idareci aramızda ise;
Burada suçlu o idareci değildir.
Onu oraya getiren bizleriz.
Biz neye layık isek onu buluruz.
İyilik ve güzellikler bizlerin gölgesidir.
Unutulmamalı ki dünya iyilik ve kötülüklerin karşılığının bulunacağı yerdir.