Resulullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Kim sünnetimi muhafaza ederse (devamlı sünnetime uyarsa) Allâhü Teâlâ ona dört haslet ikram eder: İyi kimselerin kalbinde ona karşı muhabbet verir. Kötü kimselerin kalbine onun heybet ve korkusunu koyar.
Rızkını genişletir.
Dîninde sağlam ve güvenilir olur.” (Rûhu’l-Beyan)
Ashâb-ı Kirâm aleyhimü’r-rıdvân, Resûlullâh Efendimizin (s.a.v.) sünnetleri ile amel etmeye çok itina ederlerdi.
Tâbiinden Mücahid (r.a.) anlattı: “İbn-i Ömer (r.anhümâ) Hazretleri ile bir seferde beraber idik. Bir yerde yoldan ayrıldı. “Bunu niçin yaptınız?” diye sorulunca, “Resul-i Ekrem Efendimizin (s.a.v.) burada böyle yaptığını görmüştüm, onun gibi yaptım” dedi.
İbn-i Ömer Hazretleri Mekke ile Medîne arasında bir ağaç altına gelir, ağacın altında kaylûle yapar (günün ortasında uyurdu) ve Resul-i Ekrem Efendimizin böyle yaptığını haber verirdi.
Ahmed bin Hanbel Hazretleri anlattı: “Bir gün bir toplulukla birlikte idim. Soyunup yüzmek için suya girdiler. Ben “Allâh’a ve âhiret gününe iman eden kimse avret mahallini örtsün” Hadis-i şerifini hatırladım. Elbiselerimi çıkarmadan suya girdim. O gece rüyamda bana denildi ki: “Ey Ahmed, sana müjdeler olsun, sünnet ile amel ettiğinden günahların bağışlandı. Allâhü Teâlâ seni dinde kendisine uyulacak bir imam kıldı.” (Rûhul-Beyan)
“Bişr-i Hâfî (k.s.) anlatıyor: “Bir gece rüyamda Resulüllah Efendimizi (s.a.v.) gördüm. Bana:
‘Ey Bişr! Allâhü Teâlâ’nın seni hangi sebeple akranından üstün kıldığını biliyor musun?’ dedi.
‘Bilmiyorum, yâ Resûlallah.’ dedim.
‘Sünnetime tabi olman, salihlere hizmet etmen, din kardeşlerine nasihat etmen, Ashâbıma ve Ehl-i Beytime muhabbetinin çok olması sebebiyle.’ buyurdular. (R. Kuşeyriyye)