Cennet-i Ala’nın ağaçları, nehirleri ve içinde bulunan ilâhî nimetlerin tamamı kulun dünyada işlediği salih amellerin neticesi ve meyvesidir. Resulullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurdular ki: “Muhakkak cennet ağaçsızdır, senin ‘Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber’ sözün ona ağaç dikmendir.”
Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Kim Sübhânellâhil-azîm ve bihamdihi derse onun için cennette bir hurma ağacı dikilir.”
Cennet ağacı, tesbihin neticesi oldu. Bu mübarek kelimelerde kemalat-ı tenzihiyye harfler ve sesler kisvesine büründüğü gibi Cennet-i Ala’da dahi bu kemalat ağaçlar kisvesine bürünür. Cennet-i Ala’daki her şeyin salih amellerin neticesi olduğu bununla sabit olur. (Mektubat-ı İmam-ı Rabbani, c. 1, m. 302)
Hadis-i şerifte varit oldu ki: “Kim bu kelime-i tayyibe (Sübhânellâhi ve bihamdihi)’yi gündüz yahut gece yüz defa söylerse o gün veya gece hiç kimsenin ameli bunu söyleyenin ameline denk olamaz. Ancak onun gibi bu kelimeleri söyleyenler müstesna.”
Nasıl müsavi olur ki, kişinin her bir amel ve ibadeti Allâhü Teâlâ’nın şükürlerinden bir şükrü edadır ve bu mübarek kelimenin bir cüz’ü ile şükür eda olunmuştur. Diğer cüz’ü ise Allâhü Sübhânehû’yü tenzih ve takdisi beyandır. Bunun için bu mübarek kelimeleri her gece ve her gün yüz defa okumak lâzımdır. Muvaffakiyet Allah’tandır. (Mektubat-ı İmam-ı Rabbani, c.1, m. 307)