Uzun zaman aradan sonra tekrardan yazmaya karar verdim. Bu sefer daha düzenli daha sistemli yazarım diye umut ediyorum.
Uzun ve yorucu bir öğrenim yılını geride bırakınca önceki yıldan kalan iznimi kullanıp memlekete gideyim diyerek yola çıktım. Güzergah önce Antalya sonra Hataydı. İstanbul otogarda otobüsün kalkmasını beklerken kitap matikteki bir kitap dikkatimi çekti. Atatürk tüm okul müfredatlarına konulmalı demiş kitabı ilk okuduğunda. Kitabın adı Beyaz Zambaklar Ülkesinde, cihazın para haznesine 10 lirayı koyup tuşa basınca kitabı aldım ve okumaya başladım. Rus yazar Grigoriy Petrov tarafından kaleme alınan kitap, batıklıklar ülkesi Finlandiya’nın nasıl beyaz zambaklar ülkesine dönüştürüldüğünü anlatıyor. Birkaç tane toplum bilimcinin özverili çalışması ile bir ülkenin kalkınmasının sağlanabileceğini gözler önüne seriyor kitap.
Gelelim yaşadığımız topraklara, bizim öyle olağan üstü çalışmalar yapmamıza gerekte yok aslında. Çünkü bizim topraklarımız bataklık değil, olabildiğince verimli.
Peki nedir bizdeki eksiklik?
Bizdeki en büyük eksiklik boş vermişlik ve eğitimsizliktir. Eğitim derken lise mezunu üniversite mezunu şeklinde düşünmemeliyiz. Eğitim dediğim aileden almamız gereken eğitim, aileden eğitim alamıyoruz çünkü ailede eğitimsiz.
Öncelikle aileler eğitilmeli ki bir kuşak sonra kalkınmış bir ülkenin temellerini atacak olan nesil yetişmiş olsun. Ailelerin eğitimi içinde öyle olağan üstü ele falan gerek yok! Kitaptaki gibi birkaç toplum bilimciyle çok rahat üstesinden gelinebilir.
Aileler eğitilsin ki askeri, amiri, memuru halk için orada olduklarının bilincini taşısınlar.
Aileler eğitilsin ki para merkezli bir nesil değil de yaşam merkezli bir nesil yetişsin.
Aileler eğitilsin ki kendi dışındaki insanlarında yaşam hakkı olduğunu bilen kavrayan yurttaşlarımız olsun.
Aileler eğitilsin ki devletin malı deniz yemeyen keriz mantığıyla değil de hakkım olan kadarı benim gerisine el süremem diyen insanlarımız olsun
Aileler eğitilsin ki kamudan özel sektöre torpilin değil hakkın ön planda olduğu bir sistemi inşa edelim.
Aileler eğitilsin ki okuyan bilinçli bir nesil yetişsin.
Fin Filozof Snelman; ‘Aydın olmak modaya göre elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek demek değildir. Aydın zümre, milletin beyni gibidir.Millet sizi, iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız; akşamları kahvelerde iskambil kağıdı veya tavla masasının başına geçerek eğlenesiniz diye okutmamıştır. Sizler, milli zekayı geliştirmek, milli iradeyi kuvvetlendirmek milli vicdanı uyandırmak mecburiyetindesiniz, Milletin cahilliği, kabalığı, vahşiliği, vahşice sarhoşluğu, hastalık ve fakirliği siz aydınların suçudur’ diyor.
Bizlerde topluma faydalı bireyler olmak istiyorsak eğer, önce kendimizi eğitmeli sonrada toplum için neler yapabiliriz noktasında kafa yormalıyız. Yaptığımız iş ve işlemlerde adam kayırmayla hiçbir yere varılamayacağını da anlamalıyız.
Saygılarımla;
Tags beyaz zambaklar ülkesinde
BU HABERİ OKUMAK İSTERMİSİNİZ?
Hain darbeciler…
12 Eylül 1980 öncesinde, Koalisyon Hükumetleri iş başında oldular.Ülkemiz hiç iyi yönetilemedi. Herkes başka bir …